Translate

15 Ocak 2015 Perşembe

Hissiz - Lemariz Müjde Albayrak



Bugün size bahsedeceğim kitap Müjde Albayrak, nam-ı diğer Lemariz'in elinden çıkan, sizi kendine bağlayan, bir an önce yeni bölüme geçmek isteyip, kitap bittiğinde devamını istiyorum diye çıldıracağınız "Hissiz".


Wattpad'de okuduğum  hikayelerden biri olan Hissiz kitap bittikten hemen sonra anlaşma yapıldı ve raflardaki yerini buldu.Bence çok da iyi oldu çünkü bu hikayenin sadece Watty'de kalması çok yazık olurdu.

Kitaba gelirsek;

Alexander annesinden ve evlendiği karısından oldukça büyük yaralar alan bir adamdır. Kendini ve hislerini dışarıya kapatmış tamamen hissizleşmiştir. Artık kadınları zevk için kullanan ve işinde acımasız birine dönüşmüştür. 

Küçükken bir ara kaldığı Mirdland Çiftliğinin zor durumda olduğunu öğrenince hemen orayı satın almak ister ancak çiftliğin sahibi George Mirdland satmamaya kararlıdır. En sonunda adamlarının bu işi beceremeyeceğini gören Alex bizzat çiftliğe gidip yaşlı adamı ikna etmeye karar verir.

Beklemediği şey ise çiftliğe gittiğinde daha önce hiç görmediği bir güzellik, bir melek kadar saf olan Heaven'ın karşısına çıkmasıdır. Alex daha Heaven'ı görür görmez ondan etkilenir ve ne yapacağını bilemez. Bu ne yapacağını bilememezlik onu korkutur ve Heaven'ı görmezden gelmeye çalışır. Bu sırada George Mirdland ile olan görüşmesinde ise yaşlı adam çiftliği ancak bir şart ile satmaya karar verdiğini söyler.

Her ne kadar Alex ondan uzak durmaya ve hislerini inkar etmeye çalışsa da kader yine oyununu oynar ve Alex kendini hiç olamayacak kadar Heaven'ın yakınında bulur.

Yan karakterlerden bahsedecek olursak Alex'in kardeşi Adrian ayrı olarak hayran olduğum kişilerden biriydi. Aslında gerçek kardeş olmasalar da başlarından geçen bir olaydan sonra Alex Adrian'a soyadını vermiş ve şirkete ortak etmiş onun hikayesi de kitap olma yolunda.


Kitap toplam 528 sayfa ve okudukça kendinizi sayfaların içinde kaybediyorsunuz. Bana göre kesinlikle okunulması gereken nadir kitaplardan biri.



Yayınevi:Postiga
Basım Yılı:2014

Kitap Arka Kapağı:




Aşkın en derinden, inkâr edildiği yerden ortaya çıkışı! Kendilerini ve birbirlerine duyduğu aşkı çığlık çığlığa ve sessizce inkâr etseler de, aşkları ortalığı yakıp kavuruyor!


Alexander, hissiz, acımasız, yakışıklı, güçlü ve zengin… Daha küçücük bir çocukken öğrendi bütün bu özelliklere sahip olabilmeyi. O hislerini acımasızca rafa kaldırmış, kendi sonuna doğru ilerliyordu. Ama bilmediği, her sonun bir başlangıca gebe olduğuydu. Heaven karşısına çıktığında bütün inançları ters yüz olurken, kendi sonu birdenbire başlangıcı olduğunda ne yapacağını elbette bilemezdi.

Heaven; masum, saf ve kırılgan bir papatya… Cennetten gelen bu sessiz melek, tüm korkularını kendine zırh yaparak kökleri ile tutunduğu topraklarında, Alexander'ın fırtınasına karşı direnirken, bir aşk ateşi yakmak için geldiğinde asla tek bir yananının olmayacağını bilemezdi.Var olmadığını zannettiği kalbi boğulurcasına çırpınırken soluksuz kalarak tekrarladı: "Hissetmiyorum, hissetmiyorum, hissetmiyorum…"



Wattpad Tanıtım:


Hissiz, acımasız,yakışıklı, güçlü ve zengin. Hepsi kadınlara güvenmeyen Alexander'ı tanımlamak için kullanılabilecek kelimelerdi. Hissiz ise en başı çekerdi çünkü o bütün hislerini rafa kaldırmıştı, ta ki Heaven'ı görene kadar. Kendisine muhtaç bu kız Alexander'ın bütün hayatını ve bütün inançlarını ters yüz edecekti. Peki o ne yapacaktı? Hissetmeyi reddettiği bütün duygulara kendini bırakacak mıydı yoksa herşeyi yıkıp geçip Heaven'ı da kendi fırtınasında boğacak mıydı?  Heaven, masum, saf ve kırılgan. Tecrubesisliğiyle Alexander'ın fırtınasına karşı ayakta durabilecek miydi yoksa cennetten gelen bu masum melek o fırtına da yok olup gidecek miydi?   Alexander yakıp  yıkıp yok eden bir fırtınaysa Heaven bir papatyaydı… 




Alıntılar:


"Tam ağzını açıp konuşmaya başlayacaktı ki Heaven'ın bir yerlerden bulup buluşturup bir şeyler yazdığı kâğıdı okumak zorunda kaldı.

"Bu evde yiyecek hiçbir şey yok! Sen nasıl yaşıyorsun burada? Asabiyetinin sebebi açlık olmalı."

"Ben evde yemem pek. Senin için alışveriş yaparız en kısa zamanda."
"Ama Adrian aç. O zaman bir şeyler sipariş edebileceğimiz bir yer vardır herhalde?"
Bu kız neden durup dururken Adrian piçini düşünür olmuştu şimdi? Ona ne? Açsa aç. Gitsin başka yerde doyurtsun kendini.
"Bana ne? Han kapısı mı burası?" Adrian'a dönerek devam etti. "Defol git kendine başka yerde tezgâh aç..."


***

"Alexander başını geriye doğru eğerek gözlerini devirip kendi kendine "Tanrım beni neden kadınlarla cezalandırıyorsun? Direkt yaksan olmaz mı?" diye söylendi"

***

"Biliyor musun Xander... Aşk dostluktan tutkuya her hissin içinde seni bulabilmekmiş. Aşk senle olmakmış..."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder