Translate

12 Ocak 2015 Pazartesi

-Çirkin Güzel 1 / Aslıhan Akagöz-


Hepiniz farkındasınızdır şu sıralar Türk yazarların romantik kurguları peşi sıra yayınlanıyor. Bu bizim adımıza sevindirici bir gelişme. Bu kitapların pek çoğu öncesinde nette arkası yarın hikayeleri şeklinde yayınlanıp,ciddi bir kitleye ulaşmıştı. Yazarların yayın evlerine ulaşması ve yayın evlerinin de bu işteki potansiyeli keşfetmesiyle her gün yeni bir kitap haberi almaya başladık. Bunlardan biri de yeni okuyup bitirdiğim Çirkin Güzel. 




Kitap  kocası tarafından aldatılan Melike'nin geçirdiği büyük değişimden sonra kocası Çağrı'nın karşısına çıkıp,intikamını söke söke almasını anlatıyor. Konuya bakınca çok klişe diye düşünebilirsiniz evet öyle.Ama kesinlikle her dönem gideri var. Çünkü her kadının içinde kendisini reddeden,üzen belki aldatan erkekten intikam alma dürtüsü vardır. Haliyle böyle hafif uçuk intikam hikayeleri bize iyi geliyor.Gerçekleşme ihtimali belki %5 bile değil ama,yine de Melike'nin Çağrı'yı dize getirmesini okumak bize gaz veriyor.

Hikayenin çıkış noktası buyken biraz da işlenişe değinmek istiyorum. Kitabı sanırım 1 günde falan bitirdim. İşim olmadığı her an okumak istedim,çok akıcı ,sevimli,samimi bir hikaye. Özellikle Melike'nin aşkının gerçekliğine inanıyorsunuz.Benim için fazla aşık ,aşkın böylesinin sağlıksız olduğuna inanıyorum ama gerçekliğini hissedebildim. Çağrı gerçek bir karakter olsa üstünden dozerle geçer arkama bile bakmazdım ama kurgusal oluşu onu kurtarıyor. Pek çok okurun aksine ben en başından beri kendisini sevdim. ''Şişman karısını aldatan adi herif '' imajına pek inanmadım çünkü karısını sadece bu nedenden aldatan bir karakteri esas adam yapıp,sonunda onu sevdirmeye çalışmak bir yazar için cesaret işi ve pek de yürüme imkanı yok. Yazar da ilk kitabından böyle saçma bir riske girmeyecekti elbette.Bu yüzden hayır Çağrı'dan nefret etmedim . Nedenlerini çok haklı bulduğumu ve desteklediğimi söyleyemeyeceğim, ama bana yettiler.


Kitapta sayamayacağım kadar çok yan karakter var. Ben böyle işin içine eşin dostun da dahil olduğu hikayeleri daha samimi bulurum. Bu kitapta da bu durum vardı ve çok hoşuma gitti. Özellikle Mehmet - Sinem ilişkisini okumak çok zevkliydi.
Sözün özü Aslıhan Akagöz bundan sonra takip edeceğim bir yazar. Bence yabancı yazarların imkanlarına sahip değilken, en az onlarınki kadar başarılı bir ilk roman koymuş ortaya. Kitap toplam 464 sayfa ve okurken kendinizi içinde kaybediyorsunuz. İkinci kitap için gözlerim siparişimi verdim gözlerim yolda bekliyorum.  

Hazır konusu açılmışken Çirkin Güzel'in 2. kitabı da çıktı. Henüz okumaya fırsatım olmadı ama en kısa zamanda okumanızı tavsiye ederim.


Kitap arka kapağı:

Melike Çetinoğlu kilolu bir kadındır ve aynı zamanda kocasına delice aşıktır.Kocası tarafından da büyük bir aşkla sevildiğine inanmaktadır.

Ta ki bir iş adamının verdiği davette, aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle yüz yüze gelene dek...

Hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmesi sonucu pembe gözlüklerinin arkasından baktığı dünyası bir anda kararmıştır.

Çareyi hem kocasından hem de alışık olduğu ortamdan tümüyle uzaklaşmakta bulur.

Bir yıl sonra tüm planlarını hayata geçirmiş bir şekilde geri döndüğünde ise artık kendine güveni tamdır.

Tek arzusu ise canını yakanın canını yakmaktır.

Çağrı Çetinoğlu ile görülecek son bir hesabı vardır.





Alıntılar:


"Sen hayatımda tanıdığım en bencil ve en kendini beğenmiş adamsın!"
"Ve hala senin kocanım!"

***

"Birazdan kalkışa geçeceğiz. Rica etsem kemerinizi takar mısınız?"
Genç ve güzel hostesin ricasını başını sallayarak kabul etti. Kendi kemerini takarken, çaktırmamaya çalışarak bakışlarını bu sefer yanında sessizce oturan adama yöneltti. Çağrı oturduğu koltuğa sırtını yaslamış bir şekilde, etrafını inceliyordu. Onun bakışlarının özellikle hosteslerin üzerinde olduğunu gördüğünde, dişlerini sinirle sıkmaktan kendini alamadı. Bu adam hep aynıydı işte! Kendisinin yanında bile hiç utanmadan başka kadınları süzmekten vazgeçmiyordu.
"Daha önce Gaziantep’te bulunmuş muydun hiç?"
Melike bir an sorunun kendisine mi yöneltildiğini algılayamadı. Ama Çağrı’nın bakışlarının kendisinin üzerinde olduğunu görünce, öyle olduğuna emin oldu. Kaşlarını çatarak, "Benimle sohbet etmeye mi çalışıyorsun?" diye sordu.
"Önümüzde en az bir saat sürecek bir uçak yolculuğu var. Canımızın sıkılmasını önlemeye çalışıyorum sadece."
Çağrı’nın gülümsemesine kapılıp gitmemek adına, bakışlarını ondan kaçırarak önüne doğru döndü. Çantasının içine tıkıştırdığı moda dergisini eline aldı. "Seni bilmem ama, ben böyle gayet iyiyim. Canımın sıkılmaması için gerekli önlemleri önceden almıştım."
"Ne zamandan beri moda dergilerine meraklısın?"
"Seninle uçak yolculuğu yapmak zorunda kaldığımdan beri."

***

"Sen beni çok daha fazla sevmeseydin, tüm hatalarıma rağmen beni affetmeyi seçmez, yıllar sonra o ilk adımı atmazdın.''



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder