Translate

15 Ocak 2015 Perşembe

Gotham




Öncellikle beklediğim Gotham bu değildi. Ama bu kesinlikle olumlu bir yanılma. En baştan beri dönüp duran teaserlar bana daha farklı bir dizinin sinyallerini vermişti. Ben biraz daha yavaş,daha derin bir şeyler bekliyordum. Hatta belki daha sıkıcı. Evet şu an izlediğimiz Gotham belki umduğumdan daha yüzeysel ama içimden bir ses bu daha ısınma turu,dozu zamanla arttıracak diyor.

Dizide Gotham tüm çirkinliğiyle sunuluyor . Rüşvetçi polisler, ahlaksız yöneticiler, yozlaşmış adalet sistemi... Bunlar Gotham'ın gerçekleri ve her sahnede bu umarsızca gözümüze sokuluyor. ''Böyle bir şehir nasıl adam olur '' diye geçiriyorsunuz aklınızdan. İzlediğim 3.bölümden sonra çok net anladım ki,Gordon her ne kadar prensiplerine bağlı,dürüst bir polis olursa olsun Gotham'ı yanmaktan kurtaracak kahraman değil. Hatta bence Batman de Gotham'ı kurtaracak adam değil,bence Gotham DC'nin Sodom'u . Kurtuluşu olmayan günahkar bir şehir.



Yukarıda değindiğim üzere Gotham çok hızlı bir giriş yaptı, şimdiden pek çok kötü adamı gördük. Easter eggler,göndermeler havada uçuştu. Ben biraz daha sakin ilerlemesini tercih ederdim ama, böylesiyle de bir sorunum yok. 








Şimdilik dizinin iskeletini oluşturan birkaç karaktere değinmeden olmaz. İlki tabiki Jim Gordon .  Rol için Ben Mckenzie açıklandığından beri oyuncu kıtlığından çıktıklarını düşündüğüm doğrudur. The O.C 'den oyunculuğuna aşina olsak da fiziksel olarak bir türlü kafamdaki Gordon'a yakıştıramadım kendisini. Yine de rolün hakkından geliyor. Kokuşmuş polis teşkilatının içinde, yapması gerekenler ve yapmasını söyledikleri şey arasında kalan prensipli polisi hakkıyla oynuyor. 

Bullock heralde dizinin en renkli karakterlerinden biri. Gordon iyi polisse,Bullock da kötü polisin tam karşılığı. Kendi içinde iyi bir adam,ama Gotham'ın tozunu yutmuş ve şehre kafa tutmak yerine,ona boyun eğmeyi tercih etmiş.Gotham'ın kötü yüzünü temsil ediyor diyemem,ama yozlaşmış kelimesi kendisine cuk oturuyor. Jim ile aralarındaki sürtüşmeler yer yer sıksa da,Jim'i iyi adam olarak gösterebilmeleri için bir de zıttına ihtiyaçları var.




Bruce'u dizide daha az görürüz sanıyordum , elbette bu dizi bir kahramanın doğuş hikayesi ama odak noktası Batman'den çok,Gordon. Haliyle en azından Bruce biraz büyüyene kadar,kenarından köşesinden görünür,biz Batman severlerin gönlünü hoş tutar sanmıştım.Ama zannettiğimin aksine, Bruce şimdiden Batman olma yolundan emin adımlarla ilerliyor.Kendisini eğitme çabalarına çoktan başladı. Anne ve babası gözlerinin önünde öldürülen bir çocuğun biraz daha içine kapanmasını,belki intikama odaklanmasını daha mantıklı görüyordum. Yani ilk bölümden çocuk ''Sınırlarımı deniyorum lan '' diyip elini yakmaya,çatılara çıkmaya başladı. 3.bölümde ise dedektifliğe soyunduğunu gördük. Hatta burda Alfred babadan çok bariz bir de gönderme mevcut.






Alfred demişken iki kelam da ona edelim.Bence Alfred son derece.... Sıradan ? Bilemiyorum. Kendisi hakkında net bir fikrim oluşmadı,zaten ortalıkta gezip Bruce'u azarlamak dışında bir şey de yapmadı.

Falcone,Moroni ve Fish Gotham'da güç dengesini sağlayan kötüler. Fish şimdilik en harcanabilir kişi olarak göründü gözüme. Korktuğu aşikar olduğu halde gereksiz cüretkarlığı sonu olabilir. Moroni diziye yeni dahil oldu ve etkileyici bir giriş yaptı denebilir.

Şimdilik iyi sularda yüzen,ama her daim döneklik kapasitesi bulunan bir de Selina'mız var tabiki. Kendisini hiçbir zaman sevmedim,haliyle çok objektif bakamıyorum olaya. Oynayan kardeşimiz başarılı der geçerim.

Ve bence dizide en çok dikkat edilmesi gereken,zihinlere kazınan,etkileyici iki karakteri. Nygma ve Penguen. Penguen'i sık sık görsek de,Nygma şöyle bir selam çakıp ayrılıyor aramızdan.Yine de kendisini gördüğümde kalbimin atışları artmıyor değil. Henüz kötü adama dönüşmedi ama o deli bakışlar çoktan yerleşmiş adamımızın gözlerine. Penguen ise resmen diziyi götüren kişi.Kimse tarafından dikkate alınmasa da gidişatı belirleyen olayların arkasında hep o var. Son bölümde de bize afili bir sürpriz yaptı. Oynayan oyuncunun adını hatırlayamadım ama Danny DeVito'nun Penguen'inini zihnimden sildi. 


Gotham'ı ben bir çeşit dönem dizisi olur diye düşünmüştüm.Günümüze yaklaştığında Bruce büyüyecek ve Batman olacaktı ki bence makulu buydu. Öyle ki son bölümdeki easter eggler gösteriyor ki dizi diğer DC dizileriyle aynı evrende geçiyor. Bir crossover dedikodusu da var ki... ben bundan hiç hoşnut değilim. İnşallah olmaz. Düşünsene Arrow'un yanında Flash var,Gordon var Batman yok.. Tanrım kabus gibi.


Toparlayacak olursak Gotham vaddettiklerinin pek çoğunu verebilen,veremediklerini beklettiren, kendisine bağlayan bir dizi. Ve giriş sloganının da dediği gibi..


Penguen'den, Kedi Kadın'dan, Bilmececi'den, Zehirli Sarmaşık'tan ve Batman'den önce Gotham vardı! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder