Translate

18 Nisan 2017 Salı

Shingeki no Kyojin 2. Sezon




Tür: Aksiyon, Dram, Süper Güçler

Yayımlanma Tarihi: 01.04.2017

Yönetmen: Araki Tetsurou

Firma/Stüdyo: Wit Stüdyo

Bölüm Sayısı: 12

Başlıca Seiyuular: Kaji Yuki (Eren Jaeger), Ishikawa Yui (Mikasa Ackerman), Inoue Marina (Armin Arlert), Kamiya Hiroshi (Levi Ackerman), Ono Daisuke (Erwin Smith)

Açılış: “Shinzou wo Sasageyo! (心臓を捧げよ!)” – Linked Horizon

Kapanış: “Yuugure no Tori (夕暮れの鳥)” – Shinsei Kamattechan



Sanırım ilk önce söyleyeceğim şey şu an düşüncelerimi toparlayıp bu yazıyı yazmakta çok zorluk çektiğim. Çünkü sonunda, biraz inanılması güç olsa da Shingeki no Kyojin 2. Sezon’a kavuştuk. Gecikmeler, ertelemeler derken sevenlerini fazlasıyla bekleten seri, tam da ilk sezonda kaldığı yerden devam ediyor.

İkinci sezonun ilk bölümünde, öncelikle hatırlatma maiyetinde ilk sezonun küçük bir özetini izliyoruz. Aradan ne kadar zaman geçtiğini göz önüne alırsak, çok doğru bir karar olduğunu söyleyebiliriz. Biliyorsunuz geçen sezonu “duvarın içindeki titan” sahnesiyle kapatmıştık. Özetin kaldığımız yere bağlanmasından sonra ise, bu durumun öğrenilmesiyle birlikte yavaş yavaş Shingeki no Kyojin evreninde hem karakterlerden, hem izleyicilerden saklanan gerçeklerin su yüzüne çıktığını göreceğimizin sinyallerini alıyoruz. Bunların kim tarafından saklandığını da, titanı görür görmez ilk iş Hanji’yi uyarmaya koşan papaz Nick sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz. Nick, duvarların kutsal olduğunu savunan din adamlarından biriydi. Ve pek tabii, onun bu durumdan haberinin olması demek, duvarları koruyan bu oluşumun çok büyük bir sır sakladığı anlamına geliyor. Başka bir deyişle, ikinci sezon daha üçüncü dakikadan merak uyandırmaya başlıyor.

Daha sonra açılış giriyor, şarkı yine Linked Horizon’dan, yani seride alıştığımız tınıları barındırıyor. Açılıştaki görüntüler gerçekten heyecan verici, ancak bir manga okuyucusu olarak bile anlam veremediğim bir sahne vardı ki, neden açılışa konulmuş olduğu herkes için merak konusu. Hatta, genel anlamda şu an hayranlar arasında ikinci sezon hakkında en çok konuşulan konunun bu olduğunu söyleyebilirim. Hatırladığım kadarıyla, şimdilik Shingeki no Kyojin’in dinozorlarla, balinalarla ya da zürafalarla alakası yok. Ancak tabii ki serinin mangakası Isayama’nın aklından tanrı bilir neler geçiyor, ben ancak tahmin edebiliyorum. Sembolizm? DNA? Öngörü? Kim bilir. Belki hepsi, ya da hiçbiri. Isayama bu size, her şey beklenir. Bu kısım dikkatinizi çekmiş miydi bilmem ama, beni çok şaşırttı.

Açılışı da yorumladıktan sonra bölümde dikkatimi çeken bir kaç şeye değinmek istiyorum, bu kısımda ilk bölümle ilgili bir kaç spoiler olacak. Daha dün çıktığı için, fazla bir şey yazmamaya dikkat etmeye çalışacağım; yine de uyarı olsun. İlk önce, favori karakterlerden Hanji’nin Nick’i duvardaki titanla ilgili sorgulamasına değineceğim. Burada vurgulayacağım şey, dikkatli izlendiğinde Keşif Birliği’nin hayal kırıklığına ve iç hesaplaşmasına tanıklık ettiğimiz aslında. Onun içlerinde bulundukları sistemden şüpheye düşmesinin, ilk bölümle ilgili güzel bir detay olarak akıllarda yer edindiğini düşünüyorum. “Tüm duvarların içinde titanlar mı var?” sözü, bu düzenin gidişatını ve güvenilirliğini sorgulamaya başladığının işareti aslında.






Buradan, 12 saat geriye gidiyoruz ve Keşif Birliği’nin geri kalanının nerede olduğunu görüyoruz. Sasha, Connie, Reiner, Bertholdt ve Mike gibi özlenen yan karakterlerin de kendilerine ilk bölümde yer bulduğunu görmek güzel. Özellikle Sasha’nın karakter dinamiğini seven bir izleyici olarak, tüm ciddiyetten küçücük bir mola alınması hoşuma gitti. Serideki dengenin sağlanmasına yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Daha sonra, dört yılın sonunda ana karakterlerimize kavuşturuyor bizi bölüm. Hasta yatağında bıraktığımız Eren ve tabii ki baş ucundaki koruyucusu Mikasa’yı görüyoruz, sevimli bir geriye dönüş sahnesi ile birlikte. Ardından da, Levi ve Erwin gösteriyorlar kendilerini. Seiyuu Kamiya Hiroshi’yi tekrar Levi olarak duymanın gerçekten özlendiği, bu noktada düşmem gereken bir dipnot sanırım. Kendisini başka bir sesle hayal edemezdim. Ayrıca, daha yakından tanıdığım karakterleri gördüğümde dikkatimi çeken bir şey de çizimlerin ne kadar detaylı olduğuydu. Bu sezon çizimler açısından, zaten iyi bulduğum geçen sezonun daha da üstünde başladı.

Bölümün bundan sonraki kısmında benim ve eminim ki tüm izleyicilerin Shingeki no Kyojin’in tüm vahşetiyle geri döndüğüne inanmasını sağlayan, evet, artık inanabilirim, bir nisan şakası olamaz dedirten bir şey oluyor. Daha ilk bölümden, serinin en cesur ve en güçlü karakterlerinden birini kaybediyoruz. Ve bununla birlikte, seride şu ana kadar hiç görmediğimiz, ancak fragmanlardan ve tanıtımlardan varlığını bildiğimiz yeni titanımızla tanışıyoruz. Maymuna benzeyen, vücudu diğer titanların aksine tüylerle kaplı olan bu titanın sadece bu açıdan değil, şok edici başka bir açıdan da anormal olduğunu anlıyoruz (yazar burada büyük spoiler vermemek için işkence çekiyor). Bunun hakkında yapmam gereken yorum ise, tabii ki serinin gidişatını çok önemli şekilde değiştireceği ve karakterlerimizin işlerinin daha da zorlaşacağı. Beklemedikleri özelliklere sahip bu anormal titanın yanında, Annie Leonhart bile devede kulak kalacağa benziyor.




Bölümün kendisiyle ilgili yorumum bu kadar olsa da, son bir detay olarak, sezonun ilk kapanış parçasında mangada günceli takip edenler için büyük sürprizler olduğunu belirtelim. Toparlamak gerekirse, Shingeki no Kyojin 2. Sezon, ilk bölümüyle benim açımdan sevenlerinin beklentilerini karşılayacak ve ilk sezonun altında kalmayıp aynı çizgiden devam edecek gibi görünüyor.






~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Shingeki no Kyojin Season 2




Genres: Action, Drama, Fantasy, Horror, Psychological, Thriller

Release Date: 01.04.2017

Director: Araki Tetsurou

Studio: Wit Studio

Number of Episodes: 12

Cast: Kaji Yuki (Eren Jaeger), Ishikawa Yui (Mikasa Ackerman), Inoue Marina (Armin Arlert), Kamiya Hiroshi (Levi Ackerman), Ono Daisuke (Erwin Smith)

Opening Theme: “Shinzou wo Sasageyo! (心臓を捧げよ!)” – Linked Horizon

Ending Theme: “Yuugure no Tori (夕暮れの鳥)” – Shinsei Kamattechan



You know, I feel like there's nothing I can say to qualify my score after a four-year hiatus from Attack on Titan. If you're a fan of the show , I think almost any table scraps from the main course they threw our way after years of recap movies and side-story OVAs would feel like a feast. Knowing that, I tried to go into this episode as fairly as possible. I tried to judge its story and execution in a vacuum instead of reacting like a starving dog to a whiff of bacon. I really tried.

But this premiere still absolutely blew me across the room from start to finish. Oh Titan, I've missed you so much.


After only 90 seconds of recap that feels more like casual scene-setting , season two of Titan throws us butt-first into all-new material, fully assuming that the audience has refreshed themselves on their own time. The pacing is riveting, blowing through a couple chapters of content without feeling rushed but slowing down to milk the showstopping debut of the "Beast Titan" for all its worth, before cutting to a truly disturbing new credits theme that prepares the audience for a more horror and existentialism-driven second season focused on the side characters compared to the action-packed adventures of Eren that came before. On the note of the Beast Titan, if you found him unsettling before, the excellent voice they chose for him in the anime will definitely triple that queasy sort of awe.





With the long lead-time and full assistance from Production I.G, I guess it shouldn't be a surprise that this is already the best that Titan has ever looked, but damn, this is the best that Titan has ever looked. The opening theme is an absolute jaw-dropper with ridiculous imagery like the Beast Titan trampling humanity alongside T-Rexes and plesiosaurs, but the show itself isn't much of a step down from that in its aesthetic richness and striking attention to detail. I'm honestly not sure how easy it will be to sit through the gore in this season compared to the first, now that it looks slightly better even than I.G.'s episodes from season one. In this episode alone, the show's standard "ewww" factor ramps up to "EW! Oh god, ew ew!" several times. It's a warning for slightly more sensitive viewers, but by no means a complaint from me.






I should probably mention at this point that Tetsuro Araki is technically not directing this second season. Thanks to his ongoing love affair with his own Attack on Titan fanfiction (Kabaneri of the Iron Fortress), Araki's lead directorial duties are now being handled by season one's chief animation director, Masashi Koizuka. Frankly, it's hard to tell any difference so far. Araki's "style guide" of sorts is pretty easy to copy, especially since most of the creative staff remains the same from season one. Even if he's taking on more of a producer role compared to before, I have faith that this will basically be the same old Titan all-around, probably told at a much more rapid pace.






That's the best thing about this premiere overall. Jumping right back into this material at such a brisk Hollywood-like pace, laying the long monologues about humanity's struggle that plagued parts of season one to the side for the moment, allows us to quickly absorb a fuller picture of how the pieces of this mystery connect. Fans of the manga already know more about this, but this episode's quick drawing of lines between the Female Titan, the Walled Titans, the supposed "breach" of Wall Rose, and the Beast Titan make it alarmingly obvious that Eren's recent (in-universe) reveal as a Titan-shifter is the true catalyst to blame for this frantic cover-up and espionage effort by the Titans. They want him in their giant hands at all costs, and innocent people will be the ones to pay the price in collateral damage. If anything, that's the real reason for Eren's backseating in the season to come; his own motives and goals don't matter as much as what he represents to more powerful parties. Eren just became the trump card in a game that's been on hold for centuries, and he's not the only one among our main cast. Even if we're only getting twelve episodes for now, I can't wait to see more.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder